30 Nisan 2015 Perşembe

Gök Aldatmacası

Esmer günlerin başlangıcı, aydınlığın temsilcisine gelip "senden geçti bu işler" dediğinde aydınlık hâlbuki tezini savunmaya dili döner olmuştu... Bahar karnından öpmüştü esmerin, aydınlığa inat...

Unutma bahçesinde kılavuzla karşılaşınca uzun bir gecenin sabahı tadında içildi dibek kahveleri... Hani şu iri taneli kahverengindeki kahveler... Gür gür baba gökte ceviz kırarken - ki annelerin gök aldatmacası - aralık perdeler kapalı camlar ardında düşen yıldırımla titredi... günün erken saatlerinde açılan ışıklara inat yeşil tahta masa yağmurda kararmadı, parladı...

Pasifik'te yaşayan dişi ahtapotların anne olması için intiharı gibi ölümü tatmaları doğa gerçeği diyip geçilirken, seninle kitap bölüşmemiz fazla hayali gelebiliyor...

21. yüzyıl modernliğin prangalarında erirken sen isminle eskilerin şairleri gibi şairnevaz bir ad çınlatıyorsun  kulaklarda...

Esmer'le aydının savaşı bitti sayılmasın, karşılıklı masaların bileklerini öpmekle iştigaller...
kalemleri usanmış omurgadan, şimdi ömür uzatacak budaklar salınmakta...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder