9 Nisan 2015 Perşembe

Kibritli Kadın


Kibrit tutuşturdum bu gece seni düşündüğümde… Çakmağı terk ettim, modernizmi eskiliğe kıydırmadım eski olanı yeniden çağırdım… Gerilik senin iliklerin, anlaşılmayan, anlamlandıramadığın
Kuruduk inattan bu iki insan sıcaklığında… Kibritler küçülmüş odun tadında… Sen baharatlı kokular taşırken ruhunda çürümüşlük sinmiş ellerine… Yenmiş tırnaklar uzamış göğüslerimde… Saçlar kırılmış sayfaların kopya kağıtlarında… Tunus’a çağırmıştın geçen sene beni bu aralıkta… Davetine niteliksiz icabet mümkünsüzlerin nicelikli adımlarıdır… Yapma, yakma kibritleri çakmakların yapmacık ateşleriyle… Gecenin sonları sigaranın sonları gibi tatlı geçmez bende… Gözler yanar kırmızı karalıkta… Sen sabah mavisi şeffaflığında… Hamursuz maya yaşayamaz unluklarda… Savur rüzgarların kumulsu esintilerine turunculuğumu… Üçüncü şahsın yalnızlığında çekimlensin adlarımız… Adaylığımız düşsün aşkın sıralamasından… Tuvaller yüzünün yanan buzunu nasıl yansıtsın… Mor ve siyah nasıl doğursun maviyi?.. Sual cevapsızlıkta, cevap kapı eşiğinde, merdiven altındaki balık kokan sokakta… Kılıfsız duygular kınlardaki tırnaklarda… Haberin olsun parksızlık bizi cezbedemez; masalar kırık beyazda, kumarhane yeşilinde nefes alamaz…

7 Mart 2015

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder