9 Nisan 2015 Perşembe

Lambalar Yürür, İnsanlar Söner, Kaldırım Taşları Ağlar - Dipnotsuz Metin Örneği -



Sokak lambaları sanki adımlarımı takip ediyordu. Ben adım attıkça birer birer sönüyordu… İnsana karşı histerik davranışlardı bunlar… Bugünlerde Ane Brun'a takıldım, kulaklarımda, yeni çözülmüş kulaklıklarımda, yine Ane Brun “Big in Japan” vardı… Ona müteakiben de “Oh Love” çalacaktı… Hazırlıklıydım, bu tınıyı gecenin bu saatinde serkeş bir kafayla, bu boş sokakta dinleyebilirdim… Ben neler dinlemiştim daha neler… Elektrikli bir sobanın ısıttığı beyaz bir koltuğun yapayalnız kalakaldığı küçük bir odada ben neler dinlemiştim senden… Sıcak bir nefesten… İnanması zor olsa da oldu… Ben kavranması zor olan bir tekinsizliği yaşatsam da gücün var gibi duruyordun…
Şimdi yalnızım bugün seni sevmiyorum, halbuki dün öyle değildi… Yarın yine severim belki… Kesin severim… Kesinlik görecelidir unutma yalnız bunu…

Bak şimdi küçük kedi adımları gibi girdi kulaklarımdan içeri piyanonun ürkek tuşları… Mırıldanan kadın üşüdüğünden ötürü olmasa da mırıl mırıl sevgi dilenmekteydi… Mendil açmayacağım artık hiçkimseye, sana bile ben. Artık sadece bu şarkıların kadını dilensin aşkı, benim yerime bile… Hem de…
Her şey olacağına varmaz, her şey ancak ve ancak zihinlerdeki hayalleri yıkar… Kalpte hayal mi kaldı sen neden bahsediyorsun? Zihinlerdeki yitmesin de…
Üç noktalı bir cümle halini alırsam gecenin tüm darlıkları işte o zaman benim sadece benim olur… Vazgeçerek bir şeylerden sahip olmak zorunda kalmam bir şeylere…
Ölürsen ölürüm
Seversen daha çok severim
Gidersen kalmam kaldığım yerde
Gelirsen sarılırım sımsıkı
Susarsan konuşmam -hep susmasak hep konuşmaşak- konuşursan dinlerim
Sakallarinla bıkmadan oynayabilir, gözlerini içime içime çekebilirim.
Yaparım…

Sen bir düşün…

5 Kasım 2014

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder