9 Nisan 2015 Perşembe

Mahkeme Kararı: Aşırı Doz Gururdan Masal Kaybı!


İzin sende, sabır bende.
Acaba okuyor musun söylenemeyip de yazılan bu kadar satırı… Bugün nedense ayrı bir canım acıyor. Bugün nedense sadece görev adamı bilinciyle açılıp kapanan göz kapaklarım körüklemekte yaşları… Bugün nedense sevgilim rüzgâr ters yönden esmekte…
Bugün yine eskilere dönülmekte… Bugün seni anlatma ve seni anlatırken yine yine ve yine ağlanılmakta… Halbuki soran herkese dinginim denilmekte…
Bu sabah duayla kalkmadığım için mi bunlar olmakta?
Bugün her günden daha fazla umulmakta… Neler?
Neler mi? - Bu sorulmamakta, bu cevaplandırılamamakta…
“Kimler unutulmadı ki şu koca dünyada?” demekte en anlayan bizi. 
Artık senin gölgen, duvar üzerinde oturup aşağa bakan ve düşünen adam kisvesinde değil, o duvar üzerinde yürüyen kedinin kıvraklığında…
Hoş göreceksin gururu da yaşamak böyle nihayetinde…
UNUTULAN BİRKAÇ LAKIRDIYA DİPNOT:
Beni gerçekten tanımadın değil mi? Beni gerçekten tanımak istemedin değil mi? Sabır olmaksızın, sabırsızlık olmaksızın ne razı olmayı ne de reddedişi yaşıyorum şimdi. Büyük bir melankoliyle bir daha asla “BEN” diyemeyeceğimizi kabullenmekteyim.
Mevcût sıkışık, mekânlar engin sevgilim.
Sense söylediğin her şeyi kendi varoluşunla desteklememeye ya da tam tersi destekleyerek (bu gece kafam toz duman hak vermelisin bana) gözle görülür biçimde yok olmaya gayret ediyorsun. Söylediklerinin arkasında durmamak, kelimelere sıcaklık ya da yaşam yüklememek, kendinden uzakta konuşmak; fakat yine de büyük bir tutkuyla - ki bu sıcaklığın ve hayatın olmadığı bir tutku - konuşmak mümkünse, işte o an sen konuşmaktasın.  İfade edilmesi gerekeni ifade etmeden bırakmak senin yaptığın, başka nedir söyle bana? 
Hadi kabul edelim sevgilim, hiç birbirimizi hayal etmezken (ne sen beni ne de ben seni) birbiri için yaratılmış olmalarını isteyecekleri biri tarafından hayal edildik biz.
Bu sebeple masalın yaşanması mahkeme kararına kaldı…

22 ağustos 2014

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder