9 Nisan 2015 Perşembe

Ninni Diye Başladım Kâbus Oldu İyi mi?



Yalnızlık zaferlere ödüldür. Bunu biliyor olmamız gerekiyor. Film - kitap - film - kitap… ikilisiyle geçen günler karıştı birbirine. Ayrılmaz oldu artık pazartesi ile cuma birbirinden. Hafta başlıyor diyor birileri anlıyorum o gün başlayacak, yedi gün sonra sona erecek. Bir, iki, üç… dört, beş falan filan devamı kayıp. Halbuki saymayı ilkokul birinci sınıfta öğretiyorlar. Yalnız yaş yirmi beşi geçince bir de kaybolduysan yirmi beş yaşlık ruh mahallesinde işte o vakit saymayı tekrar öğretmeleri gerekiyor.
Çanlar artık çalmıyor, çalar saatler sustu sabahları.
Okulun binasının önüne konulan tahta masa (yeşil olan değil, kahverengi benim tercihim) yeni koğuşum. Her sabah o binaya girmeden günün ilk sigarasıyla beraber iki satır okuyor öyle gidiyorum bana ayrılan hücreye. kimseyi o vakit ne duymak ne de görmek istiyorum. Bırakın da dinginleşeyim, bırakın da hazırlayayım kendimi çalacak olan kurumsallaşamayan kurum kurum kurulan vakitlere.
Az önce döndüm kısa bir yürüyüşten, adı “manidâr” olan apartmanımdan çıktığımda bir anda 2008 yılında bir akşama düştü aklım. Daha gitmemişim memlekete, Erzurum'da son günleri yaşamaktaydım. Küçük öğrencilerimden birine son dersi vermişim, çıkmışım evden. Tam evden çıkıp sokağa adımımı attığımda burnuma değmişti yaz çiçeklerinin kokusu. Yine yıllar sonra bu akşam yaşadım aynı hissi. Sokaklar çiçek kokuyordu, ama bu kez 2008 / Erzurum'daki sevinci yaşatamadı. Orada ciğerlerimi açan bu kokular, burada, bugün ciğerlerimi yaktı. Tat almadım, lezzetli bulmadım.
Halbuki, kokular, bende var olmanın hep vazgeçilmez şartı olmuştur. Tatlısı, acısı, ekşisi, ağırı, hafifi, umumisi, şahsisi… Tutam tutam kokular… O değil de seninkisi bu kartelanın içinde hangisi? (Uzun hikâye bu. Belki başka zaman, başka yazıda; ama şimdi değil, sensiz bir yazı oluşturmanın çabasındayım şunun şurasında, azıcık saygı rica ederim!)
Yok kafam dağıldı, ruhum uçtu, ilham perisi zaten yoktu… Edip'in “Bir Otel Kâtibi"ne dönüyorum ve anlıyorum ben artık eskiyim, renksizim, kimsesizim. 
Şşşşttttt deli sarayın deli saraylısı, asilzâdem, karalım, yaralım, maralım unutma gerçeklerle yüzleşilmez, gerçeklerle uyunur!

14 Ağustos 2014

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder