9 Nisan 2015 Perşembe

Ölü Âşıklar Dimağı


“Bu bir dayatma değil, bir öneridir!”
Bu cümle, senin ne kalem olduğunu çözen bir adamdan hem de… O seni tanımıyor, sen de onu… Yeni yeni insanlar biriktiriyorum yokluğunda, ama sanma ki seni kışalayabiliyorum yalınlığmdan… Gitme…
“Sen galiba kendini çok sevmişsin” dendi bu gece bana. Bana, bana! Hayâl edebiliyor musun? Sense bunun tam tersi istikamette bir buyrukta bulunmuştun bana - bu arada artık yakama bir çengelli iğneyle iliştirdiğin, boynuma borcun misali idam ettiğin emir cümleleriyle aram hiç iyi değil, bunu bilerek ve kabullenerek gelmelisin. -
Bir de “sevmişsin, adamı bir şey sanarak, ama adam sandığın şey değil!” lafzı dillendirildi. İlk defa senden birinin bir nesne gibi bahsetmesine izin verdim, neysen neyleştin, neysen nesneleştin o an… Ve ben sustum… Sevdiğim “şey”in içinde debelendiğim aşikârdı zira.
Ne çok ben var, biliyor musun? Ama en olmam gereken buz kalıbının kadını olamadığımdan ben “neyse”leştim, sen “nesne”leştin…
Ölü âşıklar dimağı dirildi şimdi…
Hadi şükürler olsun! desene…  


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder