9 Nisan 2015 Perşembe

Payımıza Düşen Günün Sonundaki Çay...




Herkesin sığındığı bir çay bahçesi vardır bence. Biz de seninle hep saklambaç oynayan yerlere gitmez miydik? hatta bazen balık ekmek olurdu bir bardak çayımızın eşi…
Artık daha çok çay içiyorum biliyor musun? (Nerden bileceksin ama…)
“Gel” diyeceğim yine sana bir gün “gel çay içip susalım” işte o gün geldiğinde susma ve gelmemezlik yapma…
Çok kaybımız var zaten…
Anlatırsın senden dinleyemediğim hikayelerini - anlattıklarını anlatsan da olur. Sesimi çıkarmam, sanki daha önce dinlememiş gibi dinlerim bir tebessümle - ağır ağır, ince ince.
Acele etme sakın.
Sonra bir ara kendinden bile sıkıldığın an gelir. Ben bunu, yüzünü iki elinle ovuşturup alnına düşen saç kıvrımlarını düzelttikten sonra ellerini dudaklarının yanında iki kere dolaştırmandan anlarım.
İşte ben anlarım seni, ne çok anlarım hem de…
Güzel şeyler olabilir, gelmelisin bence.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder