9 Nisan 2015 Perşembe

Yollar Korkakmış, Ben Fazla Deli...



çukurunu bulmuş bir deniz var, bense dibini kazımış bir tencere misali…
gözlerim egona giydirilmiş elbise, ellerim boynuna geçirilmiş ilmik, kollarım elsiz kalmış sevgin…
havada nefesin var, koklayamıyorum… başka evrende gülüşlerimiz hâlâ saklı, kulaklıkla dinliyorum her gece sabah olmadan önceki vakitlerde…
gidemesem de kalamıyorum gömlek yakalarında… ütüsüz ceketinin sağ cebinde gizlenmiş folyo kağıtlarıyla kesiyorum bileklerimi…
fonda sessiz eller, güzergâh Erzurum’u Ankara’ya bağlayan karayolları… bilmem kaç saatlerce sürecek yolculuk hali. o sıralarda abime aşıktım, fazla erkekçeydim… içimdeki masalın olmayacağına inandırmaktaydım kendimi nerden bilebilirdim masalın 25’ten sonra yaşanacağını… gitar ağlarken ben daha çok inanırdım kendime…
sonra hep daha çok yıktılar pamuk şekerinden yaptığım evimi. en çok ilk evim yuvamdı… sonrası misafirhaneler…
ayaklarım hâlâ küçük, yazılarım hâlâ haddinden fazla kapalı… görünen anlaşılan değil, yaşanan istenilen değil burada…
aklında bulunsun, içten olmayan şiirlerin fazla endişeli… korkma onları da kaybetmeyeceksin… sevgimden korkan adamlarla çevrili etrafım… en çok da sen… senden sonra “sen de gideceksin nasılsa bu sebeple çok sevmekten korkuyorum seni” dedi erkek kardeşim… dememeliydi… denmez çünkü….
Sevmek için hiçbir şeye gerek yoktur, sadece sevmesini bilen bir hafızadan gayrı… Sizde de mevcut garantiniz benim…

10 Mart 2015

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder